Güllerde görülen hastalık çeşitleri

Nisan 20, 2023 Yazarı admin 3
Güllerde görülen hastalık çeşitleri, Güllerde hastalık, gül hastalığı, güllerdeki hastalıklar, çiçeklerde hastalıklar, çiçek hastalığı, çiçek türlerinde hastalıklar

Güllerde Küllenme Hastalığı: Güllerde görülen küllenme hastalığı güller üzerinde oluşan hastalıkların en çok görülenidir. Bu hastalık çoğunlukla kurak iklimin hakim olduğu iklimlerde daha fazla görülebilir ancak daha çok nemli ve ılıman iklim koşullarına sahip bölgelerde ve yüksek hava sıcaklığının olduğu bölgelerde daha çok görülür. Mukavemeti ve dayanıklılığı düşük olan gül türlerinde duyarlı güllere göre daha çok görülmektedir. Güllerde oluşan küllenme belirtileri gülün yapraklarının üstünde kabarcıklar şeklinde görülür ve sonrasında ise genç olan yapraklarda genişleyerek yaprağın üst tarafında büzüşür, bozulmalar meydana gelir. Beyaz toz şeklinde mantarın spor ve miselleri kaplaması görülür. Genç yapraklar, taç yapraklar, gövde ve tomurcukta bozulmalar, tepe gelişmesinde ve gül tomurcuklarında ölmeler görülebilir. Güllerin üzerinde bulunan yaşlı yapraklarda ve gövdelerde septomlar oluşamayabilir. Ne zaman ki erken ilkbahar mevsiminde güllerin gelişme dönemi başladığında hastalığın gelişmesi için de uygun bir ortam oluşmuş olur. Bu dönemde bir hafta- on gün aralıklarla güllere mantar ilaçlaması uygulanmalıdır. Güllerin korunmasına bu şekilde başlanabilir. Islanabilir toz formasyonlar güllerin yüzeyinde daha iyi bir kaplama oluşturur. Kükürt fungisit için bir koruma tedbiridir. Hava sıcaklığı 30 dereceden daha fazla olduğunda kükürt gül yapraklarında yakıcı bir etki meydana getirebilir. Güllerin üzerinde oluşan hastalık yüksek derecede şiddetli ise hastalığın ilerlemiş aşamasında sistemik ve tamamen yok edici fungusitler kullanılmalıdır. Fungusitlerin en etkili olduğu dönem mantar sporunun gelişmeye başladığı dönemdir. Fungusit kullanılacağı zaman en iyi netice hastalığın başlangıcında verir.

Kültürel Mücadele;

1-Hastalıklara dayanıklı gül türleri tercih edilmelidir.

2- Hastalıklı olan gül bitkisinin artıkları sezon sonuna gelindiğinde toplanmalı ve kesinlikle yok edilmelidir.

3- Gül bitkisi iyi drenaj yapılmış, organik maddesi yüksek ve güneşi iyi aldığı bir bölgeye dikilmeli ayrıca dikilecek olan güllerin dikimi çok sık yapılmamalı gül bitkileri türlere bağlı olarak belirli bir dikim aralıkları ile dikim işlemi yapılmalıdır.

4- Gül bitkileri sulanırken sulama tekniği olarak damlama sulama sistemi tercih edilmelidir.

Gül yaprakları yaş veya ıslak iken bitkilerin arasında çalışılmamalı, gül bitkilerine elle temas edilmemeli, güllere gübreleme işlemi yapılacağı zaman mutlaka toprak testi yapılmalı, kurak mevsim dönemlerinde sulama periyodu haftada bir olmalı ve 20-30 cm derinliğe kadar toprağın nemli olması gerekmektedir. Güllerde sulama yapılacağı zaman üstten sulama kesinlikle yapılmamalı damlama sulama sistemi gerçekleştirilmelidir. Güllerin yaprakları sulanacağı zaman kesinlikle öğleden sonra ve akşamüzeri yaprak sulama işlemi gerçekleştirilmelidir.

Gül çiçeğinin yaprakları neden sararır?

Gül çiçeğinin yaprakları neden sararır

Güllerde Kimyasal Mücadele Güllerde kimyasal mücadeleye başlanacağı zaman nisan ayından itibaren uygulama yapılmalı ve belirli bir program dahilinde 15-20 günde bir gerçekleştirilmelidir. Anvil – dinit5 – topas – benolex – kükürt – benlate – özyimi – fundazol – hegvistin – bavistin isimli ilaçlar kullanılmalıdır.

Güllerde Mildiyö Hastalığı: Güllerde nemli, bulutlu hava koşullarının olduğu bölgelerde çok yaygın olarak görülen hastalık türüdür. Bu hastalığa karşı yabani güller ve gül varyeteleri daha hassastır. Güllerde görülen Mildiyö hastalığının belirtileri serin ve nemli ilkbahar mevsimi koşullarında genç olan gövdelerin yaprakları ve çiçekler mor renginden kırmızıya, kahverengiye dönüşen düzensiz şekiller şeklinde ortaya çıkar. Güllerde görülen bu hastalığın ilerlemesi ve gelişmesi güllerin yaprakları üzerindeki lezyonlar hastalık geliştikçe yaprağın üzerinde bulunan lezyonlar mantarlaşır. Gül yapraklarının alt bölümünde mantarın beyaz miselyumlarını köşeli olarak görmek mümkündür. Güllerde oluşan hastalık gelişmeye devam ettikçe ilk önce sarı alanlar meydana gelir. Daha sonra bu sarı renkteki alanlar kahverenkli nekrotik alanlara dönüşür. Bu hastalığı güllerde oluşan diğer hastalıklardan ayırt etmek oldukça zordur. Güllerde oluşan diğer hastalıklarla belirtileri hemen hemen aynıdır. Bundan dolayı teşhisi oldukça zor bir işlemdir. Yaz mevsiminde bulutlu ve nemli hava şartlarında bu hastalık oluşur. Güllerde oluşan bu hastalığın şiddeti arttığında geniş alanlar üzerinde mor renkte düzensiz lekeler şeklinde görülür.

Kültürel Mücadele;

1- Hastalığın bulaşmış olduğu gül bitkisi artıkları bitki üzerinden toplanmalı ve imha edilmelidir.

2- Gül bitkilerini yaralanmaktan kaçınmalı ve damlama sulama sistemi ile sulama işlemleri yapılmalıdır.

3- Uzun süre bitkiyi ıslak ve nemli tutacak uygulamalardan kaçınmalı ve sera devamlı havalandırılmalı nem oranı ise %85’lerin altında tutulmalıdır.

4- Ölmüş ya da infekteli bitki, çiçek, yaprak ve meyveler üretim alanından uzaklaştırılmalı

5- Dikilecek gül türleri tercih edilirken dayanıklı türler tercih edilmelidir.

Kimyasal Mücadele

Güllerde oluşan Mildiyö hastalığı ile kimyasal yollarla mücadele edileceği zaman mücadeleye nisan ayından itibaren başlanmalı ve belirlenmiş olan bir program dahilinde kesinlikle aksatılmadan 15 günde bir ilaçlama işlemi gerçekleştirilmelidir. Güllerin gövdelerinin üzerinde hastalık emareleri görüldüğünde gül bitkileri koruyucu özelliklere sahip fungusitler ile ilaçlama işlemine tabi tutulmalıdır. Bayleton, rubigan, tradimefon, triforine, cupravit, fenarimol, benlate, bakırlı ilaçlar kimyasal mücadele işleminde tercih edilebilir.

Güllerde Pas Hastalığı: Güllerde pas hastalığı çoğunlukla düşük hava sıcaklıklarında ve yüksek nemli zamanlarda güllerin ilk büyüme döneminde şiddetli salgınlar şeklinde görülür. Gül yapraklarının çok olduğu yerde hastalığın ilk belirtileri çoğunlukla gül bitkisinin iç bölümlerinde ve yere yakın şekilde bulunmaktadır. Güllerde oluşan pas hastalığının belirtileri gül pası yaprak altı yüzeylerinde turuncu renkte veya pas renkli püstülü bir gelişme olarak görülür. Güllerde oluşan bu hastalıkta gül yaprakları fonksiyonlarını gerçekleştiremez, fizyolojik dengeleri de bozulur. Güller üzerinde oluşan yaşlı yapraklar genç yapraklara göre bu tür hastalık belirtilerini daha erken göstermektedir. Erken ilkbahar mevsiminde gül yapraklarının alt bölümlerinde toz kabarcıkları şeklinde açık turuncu renginden sarı renginde dönüşen sporlar halindedir. İlk başlarda sporlar sarı şeklinde yaz mevsimi döneminde turuncu veya kırmızımsı renkte sonbahar mevsimi sonunda kahverengimsi turuncu bir renk alır.

Kültürel Mücadele

1- Dayanıklı gül türleri tercih edilmelidir.

2- Hastalık ortaya çıkınca hemen hastalanan yapraklar toplanmalı ve imha edilmelidir.

3- Bitkilerin havalandırma işlemi iyi şekilde yapılmalıdır.

4- Gül bitkilerinin sulama işlemi öğleden önce gerçekleştirilmelidir. Bitkiler üzerinde aşırı nem oluşumundan kaçınılmalıdır.

5- Sulama tekniği olarak kesinlikle damlama sulama sistemi tercih edilmelidir.

Kimyasal Mücadele

Güllerde oluşan pas hastalığı ile kimyasal mücadele gülerin çiçek tomurcukları kırmızı uç göstermeden 25 gün önce ilaçlama işlemine başlanmalıdır. İkinci ilaçlama işlemi 15 gün sonra tekrar edilmelidir. Senede 3-4 kere ilaçlama işlemi gerçekleştirilmelidir. İlaçlama işleminde bordo bulamacı, antracol, koruneb, enercol, superpon, safacol isimli fungusitler kullanılır.

Güllerde Kök Kanseri Hastalığı: Güllerde görülen kök kanseri hastalığı güllerde meydana gelen en ciddi hastalıktır. Dünya üzerinde gül olan her bölgede oldukça yaygındır. Kumlu – killi ve killi topraklarda yetiştirilen güllerde dünyanın her yerinde görülür ve oldukça da yaygın bir hastalıktır. Güllerde görülen kök kanseri hastalığı güllerin kökleri üzerinde, gövde üzerinde gül dallarının birleştiği gövdeye bağlandığı yerlerde taç şeklinde yuvarlak Galler şeklinde bu hastalık kendini gösterir. Bu Galler düzenli, düzensiz, farklı şekillerde çoğunlukla yuvarlak şekilsiz bir görünüme ve sert bir dış yüzeye sahiptir. Güller üzerinde oluşan bu hastalıklı bölümü keserek bitki üzerinden uzaklaştırdığımızda gül bitkisinin dokusunu tamamıyla hastalandığı görülür ve bitkide meydana gelen bu oluşuma tümör denir. Gül bitkisi üzerinde meydana gelen bu Galler bitkilerde köklerden gövdeye veya tam tersi durumlarda su ve besin alışverişini engellemektedir. Bunun neticesinde ise gül bitkilerinin zayıflamasına ve boylarının bodur kalmasına sebep olur.

Kültürel Mücadele

1- Gül fidanları ağır ve nemli topraklardan kaçınmalıdır.

2- Aşılı ağaçlarda aşı yapılan yerin macun ile kapatılması gerekmektedir.

3- Güllerin üzerinde bulunan kanserli fidanlar yok edilmelidir.

4- Gül bitkilerinin yaralanmamasına özen gösterilmelidir.

5- Güllerde budama işlemi yapılacağı zaman kullanılacak olan aletler düzenli bir şekilde dezenfekte edilmelidir.

6- fidanlar üzerinde bulunan hastalıklı bitkiler hemen sökülmeli ve imha edilmelidir. Ayrıca hastalıklı gülün bulunduğu bölgedeki toprak mümkünse uzaklaştırılmalıdır.

Kimyasal Mücadele

Gül bitkisinin kök ve kök boğazlarında meydana gelen urlar yaz mevsimi aylarında kesilmeli ve oluşan yara yerlerine hazırlanan %5’lik bordo bulamacından fırça ile sürülmeli ve sürülen ilaç kuruduktan sonra oluşan yara yerleri nebati katran ile örtülmelidir. Kanser hastalığına yakalanan gül bitkilerinde kimyasal mücadele işlemi ağustos ve eylül aylarında yapılmalıdır.  Ayrıca kullanılacak olan ilaçlar bakır sülfatlı ilaçlar olmalıdır.

Gül Mozaik Virüsü Hastalığı: Gül mozaik virüsü hastalığının belitlileri şunlardır; Bu hastalık yaygın olarak güllerin yapraklarında ve tomurcuk gelişmesinde bozukluklar şeklinde görülür ve ilkbahar mevsiminde meydana gelir. Gül bitkisi üzerindeki damarlar sarı renkten basit altın rengine, yapraklar meşe yaprağı desenli açık sarı renkli desenli dalgalı olabilir. Daha sonra yapraktan açık sarı renkli ve dalgalı ve meşe yaprağı desenli sarı ve damarlar sarı renkli olarak görülür. İnfekte olmuş gül bitkileri yavaş gelişim gösterir. Gül bitkisi üzerindeki çiçeklenme ve çiçek sayısı düşüktür. Çiçek kalitesi ise zayıftır. Sıcak yaz mevsimi koşullarında bu hastalık görülmeyebilir. Fakat sonbahar mevsimi veya serin sıcaklıkların olduğu iklim şartlarında tekrar geri gelebilir. Gül bitkilerinde görülen bu hastalığın kontrolü; virüs hastalığının ilaçlı bir mücadelesi bulunmamaktadır. Buna karşı en önemli yöntem kaliteli materyal satın almaktır. Bu hastalık türüne karşı mukavemeti yüksek tür ve varyeteler tercih edilmelidir. Gül bitkilerinde görülebilecek bu hastalık türü bitkiyi tamamen öldürmez. Gül bitkisinde gelişme geriliği ve çiçeklenmesinde azalma meydana getirir.

Güllerde Gövde Kanseri Hastalığı: Gül bitkilerinde görülen gövde kanseri hastalığı soğuk nemli uzun bir kış mevsiminin ardından gül bitkilerinde bazı ölümler ve kanser vakaları görülebilir. Güllerde oluşan bu hastalığa sebep olan mantarlar çok kültürlü değil iken ciddi hasara neden olabilirler. Yaşlı güllerde genç güllere oranla sorun daha ağır görülebilir. Bu sorun özellikle soğuk hava deposundan çıplak köklü genç güllerin görülmesi ve daha yaşlı güllerde güç kaybı şeklinde bu sorunlar görülebilir. Belirtileri erken ilkbahar mevsiminde budama işleminin yapılmış olduğu gövdelerdeki yaralı bölgelerde mantara sebep olan pamukçuklar şeklinde kolonize olabilirler. Gövdelerde ilk başta sarı renkte sıklıkla kırmızı renkte lekeler şeklinde görülür. Hastalığın ileriki safhalarında bu lekeler kahverengi ve siyah renge dönüşür. Siyah renkli lekeler rengi bozulmuş dokularda mantarın sporlarını meyve üreten yapılarında yani üretim bölgelerinde rengi bozulmuş dokularında sıklıkla bulunabilirler. Gül bitkilerinde iki çeşit kanser türü bulunmaktadır.

1- Brand Canker: Güllerde görülen bu kanser çeşidi sarmaşık güllerinde yaygındır. Hastalık belirtilerinin merkezinde açık kahverengi renkten kenarlara doğru kahverengi kırmızımsı veya mor renkli lekeler meydana gelir.

2- Stem Canker – Gövde Kanseri: Güllerde görülen bu kanser hastalığının ilk emaresi gövdeler üzerinde açık sarı renk ve kırmızımsı lekeler şeklinde görülür. Kanser gül bitkisinin bütün gövdesini kuşatabilir. Bu hastalığın bulaştığı yerden itibaren önce bitkide solgunluk meydana gelir. Daha sonrasında ise bu dokular ölür veya gövdenin bir kenarına ayılır. Bitkide kahverengileşmeye neden olur. Bu durum kesin bir ölüm değildir. Yalnızca bitki gövdesinin tek tarında ise bitki ölmüş anlamında değildir. Önleyici olarak hibrit güller tercih edilmelidir.

Kültürel Mücadele

1- Gül bitkileri zayıf düşürülmemeli ve sürekli iyi şart ve koşullarda tutulmalıdırlar.

2- Hastalıklı sürgünler sağlıklı noddan itibaren belli bir açıyla budanmalı ve imha edilmelidir.

3- Gerçekleştirilen budama işleminden sonra oluşan yara yerleri koruyucu özelliğe sahip bir kimyasal ilaç ile ilaçlama işlemine tabi tutulmalı ve büyük açılan yara yerleri kapatılmalı ayrıca budama işlemleri kuru havalarda gerçekleştirilmelidir.

4- Budama işlemi yapılmadan önce budama aletleri çamaşır suyu ile iyice dezenfekte edilmelidir.

5- Gül bitkilerinin bulunduğu toprağa iyi bir drenaj sistemi yapılmalı ve toprak iyi beslenmelidir.

Kimyasal Mücadele

Gül bitkilerinde gerçekleştirilecek olan kesimlerden sonra kesilen yer ve kesim aletleri %70’lik alkol oranına sahip ürünler ile temizlenmeli ya da çamaşır suyu kullanılarak iyice dezenfekte edilmelidir. Uyku halinde iken soğuk ve nemli kış mevsimi aylarında budama işleminin yapıldığı bölümler ve yaralar gül bitkisi dormant durumda iken uygulanan ilaç ile kontrol edilir. Gül bitkisi üzerinde hastalığın bulaştığı organ ve İnfekte olmuş olan dallar ilacın uygulanmasından sonra hastalık azalma gösterir. Fakat bitkide görülen hastalığın tamamen yok olmaması halinde ikinci bir ilaçlama gerçekleştirilmelidir. Güllerde oluşan kanser hastalığı ile kimyasal mücadele işlemi özellikle ilkbahar mevsimi budama işleminden hemen sonra uygulanırsa gövde kanserlerini kontrol altına alır. İlaçlama işlemine nisan ayından itibaren başlamalı ve havaların nemli ve kuru olduğu durumlarda belli bir periyodik cetvel içerisinde 10-15 günde bir yapılmalıdır.  Koruma işleminde bakır, hektaş bakır, cupravit, bordo bulamacı kullanılmalıdır.